Op. Dr. Mustafa Korkmaz, “Botoks çok güçlü bir zehirdir ama doğru dozda kullanıldığında oldukça güvenlidir. Botoks ilk olarak 1970’lerde blefarospazm denilen göz kapağı hareket bozukluğunda kullanıldı. Günümüzde kozmetik kullanımının yanı sıra mesane sorunlarında, aşırı terleme, aşırı tükürük salınımında, bazı ses ve konuşma bozukluklarında, bruksizmde, migren ve bazı baş ağrılarında da uygulanıyor” dedi.
Op. Dr. Korkmaz, botoksun Clostridium Botilinum bakterisinin oluşturduğu bir toksin olduğunu belirterek “Protein yapısındadır ve nörotoksik etkisi vardır. Akson uçlarından asetil kolin salgılanmasını önleyerek yumuşak felce yol açar. Çok güçlü bir zehirdir ama doğru dozda kullanıldığında oldukça güvenlidir. 1970’lerden beri yaygın olarak kullanılıyor. Botoks ilk olarak blefarospazm denilen göz kapağı hareket bozukluğunda kullanıldı. Tıbbi ve kozmetik kullanım alanları mevcuttur. Yaş göz önüne alınıldığında 18 yaş altına uygulama doğru olmaz. Sadece şaşılık ve göz spazmı durumunda 12 yaş üstüne uygulanabilir” dedi.
Konuşma bozukluklarında da uygulanıyor
Botoksun mesane, idrar boşaltma sorunlarında, aşırı terleme, aşırı tükürük salınımında, bazı ses ve konuşma bozukluklarında, bruksizmde, migren ve bazı baş ağrılarında kullanıldığına işaret eden Op. Dr. Korkmaz, şöyle devam etti: “Kozmetik kullanımında başlıca kaş çatma çizgileri ve göz kenarlarında kazayağı denilen kırışıklıkların düzeltilmesi hedeflenir. Botoks ayrıca burunda tavşan kırışıklıklarının düzeltilmesinde, gummy smile denilen gülmede diş etinin görüldüğü durumlarda, dudak kenar çizgileri ve alt çene çukurlaşmalarında da kullanılır. Botoksun etkisi 2 ila 3 günde kas zayıflığı olarak başlar, 4’üncü haftada maksimum kas zayıflığı ortaya çıkar. 3’üncü ve 6’ncı aylar arasında kas gücü geri dönmeye başlar.”
Botoks koku kaybına neden olmaz
Op. Dr. Korkmaz, botoksun yan etkilerinin genellikle hafif ve geçici olduğuna değinerek, şu açıklamayı yaptı: “Botoks yan etkileri günler, haftalar hatta aylar sonra ortaya çıkabilir. Botoks direnci yüzde 3 ila 10 arası olguda botoksa karşı antikor gelişimi şeklinde ortaya çıkar. Yan etki olarak enjeksiyon yerinde ağrı, kızarıklık, uyuşma hissi, hafif baş ağrısı, bulantı, kaşıntı, ateş, titreme, çift görme, çok nadir olarak anaflaktik şok denilen ağır alerji tablosu, yutma ve nefes alma güçlüğü, üst göz kapağında düşme, ağız kuruluğu, yorgunluk görülebilir. Yüksek dozlardaki uygulamalarda, uygulama alanın uzağında ortaya çıkabilen botoks yan etkileri botulizim tablosu oluşturabilir. Ancak önerilen dozlarda uygulandığında bu tablo hiç ortaya çıkmamıştır. Botoks uygulamasının koku üzerine bir yan etkisi yoktur. Çok fazla uygulanan çene botokslarında çene kaslarında kalıcı kas zayıflığı ortaya çıkabilir.”
İşlem öncesinde E vitamini alınmamalı
Botoks işlemi öncesi dikkat edilmesi gereken hususları Op. Dr. Korkmaz, “Makyaj çıkarılmalı, alkolsüz dezenfektanlarla uygulama alanı silinmeli. En uygun dezenfektan hipokloroz asittir. Hasta ise botoks öncesi E vitamini, aspirin ve kan sulandırıcı ilaçlar kullanmamalıdır. Gebelikte ve emzirmede botoksun bebeğe etkileri ile ilgili yeterli veri yoktur. Botoks ve katkılarına karşı alerji varsa kaçınılmalıdır. İnjeksiyon planlanan yerde deri enfeksiyonu varsa yapılmamalıdır. İdrar kaçırma ve idrar yolu enfeksiyonu durumlarında yapılmamalıdır. Kas ve sinirleri tutan; ALS, Myastenia Gravis gibi hastalıklar sorgulanmalıdır. Hastanın kullanmakta olduğu ilaçlar mutlaka öğrenilmeli ve göz önünde tutulmalıdır” diye konuştu.
Kalsiyum içeren gıdalardan kaçınılmalı
Op. Dr. Korkmaz, hastaların botoks sonrası dikkat etmesi gerekenleri şu şekilde değerlendirdi: “Kalsiyum içeren besinler tüketilmemeli. Uygulama alanına en az 4 saat masaj yapılmamalı, mimik hareketler kullanılmamalıdır. Daha sonra hafif masajlar yapılabilir. Havuza girilmez, saunaya ve kuaföre gidilmez. Botoks uygulaması sonrası saatler ve günler içinde genel kas zayıflığı, görme bulanıklığı, dengesizlik gelişirse araba ve tehlikeli araçlar kullanılmamalıdır. İkinci kez botoks uygulaması için en az 6 ay beklenmelidir.”